18 Nisan 2013 Perşembe

Hastalık Haftası

Geçen hafta bizim için kabus gibi geçti. Çok yakın bir arkadaşım Çarşamba günü günübirlik bir operasyon geçireceği için yanında olmak istedim. Hastane de Nurhan Annemlere yakın olduğu için bir gece öncesinden onlarda kalmaya karar verdik.  Böylelikle ben arkadaşımın yanındayken, Defnoş babaannesi ve Cemile ablası ile gününü geçirecekti. Her şeyi ile normal olan bir sabaha uyandık. Defno uyanır uyanmaz, her daim oyuna hazır pisicikler gibi dedesi ile oynamaya başladı :) Ben hazırlandım ve taksi ile hastane yolunu tuttum. Kuzu ameliyatta iken öğle yemeği için hastanenin kafetaryasında ton balıklı salata yedim. Seçimimi yaparken bir anlık bir tereddüt yaşasam da; koskoca hastanede bir yamuk olmaz diye düşünüp koca kase salatayı afiyetle silip süpürdüm...

Çok şükür Kuzu'nun operasyonu başarılı geçmişti, kendine geldi ve aksam üzeri hastaneden çıkıp Defne balını almaya gittik. Ameliyat sonrası aklım onda kalmasın diye bizde kalmasını istedim arkadaşımdan. Nasılsa biz Defno ile evdeydik,  beraber vakit geçirir O'na refakat eder, bir aksilik olursa hemen müdahale ederim diye düşünmüştüm. Defne'yi almaya bittiğimizde babaannesi öğle yemeğinden sonra kustuğunu, biz gelmeden az önce de ishal olarak kakasını yaptığını söyledi. Hmmmmm.... Dün iki aşı birden olmuştu ve aynı zamanda azı dişleri çıkıyordu. Normal olabilir diye düşünüp evin yolunu tuttuk... Yolda Defne önce mızırdanmaya başladı arkasından da kusmaya... Ama öyle bir kusma ilk kez tanık olduğum bir şeydi :( Resmen fışkırır gibi ve süre olarak bana uzun gelen bir kusma :(((( Hemen telefonla Defne'nin doktorunu aradım. Sakin olmam gerektiğini eve gidip gün içinde takip etmemi söyledi fakat bu esnada Defne bir kez daha kustu. O panikle benim eve gitmem imkansız hemen hastaneye doğru devam ettik. Ahhh!! karşılaşmak istemediğimiz bir doktor ile karşılaşıp Ona muayene olmak zorunda kaldı Balım :( Bir çocuk doktorunda olmaması gereken tüm özelliklerin bir arada bulunduğu Dr hanım aşırı yüksek sesle konuşup, ani hareketleri ile Defne'yi saniyesinde ağlatmayı başardı :( Neyse o aşamayı atlatıp idrar ve gayta testi için beklemeye başladık. Üzerimiz kusmuk, etrafa yaydığımız kokuyu hiç saymıyorum bile. 1,5 saatte damla çiş yapmayan Defne ile beklemeye evde devam etmenin daha iyi bir karar olduğuna karar verip eve döndük.

Bu arada benim arkadasım Defnoş ile ilgilenmem için kendi evine gitti :(
Kendi doktorumuz ile tekrar konuşup akşamı nasıl geçirmemiz gerektiği ile bilgileri aldım. Akşam yemeği için Defne'yi hiç zorlamadım, o oyun oynarken biraz tam buğday ekmeğinden verdim midesini tutsun diye o kadar... Bir de bol su.

Saat 21:30 oldu ben Defne'yi uyutmaya korkuyorum:( ya uyurken kusarsa Allah korusun boğulma tehlikesi ile karşılaşırsa diye aklımda bin türlü kötü senaryo. Tabii yorgun geçen gün sonunda uykuya yenik düştü tospiriğim. Başına yüksek bir yastık ve 2 dakikada bir kontrol ile uyumaya bıraktım. Gece yatarken aramıza aldım fakat biraz ateşi çıkmıştı. Bir fitil verip öyle uyuduk. Sabah ateş biraz daha yükselmişti 38* . Hemen kaka örneğini babası ile hastaneye yolladım, sonuç bir virüs...
O gün Carpol ve Mafrol ile kontrol altına alındı Defne...

Aksam 18:00 de ben de bir tuhaflık. Az sonra ishal ve daha sonra kusma !!!! Bu da ne böyle?? bulaşıcı bişi olduğunu düşünüp ertesi günü toparlayacağımı sansam da yarım saat İçinde güçsüz kaldım. Defne'yi mamasını yedirirken ellerim titriyordu resmen... Hemen Meltem' i arayıp yardım istedim. Akşam Orhan işten dönünce soluğu hastanede aldık:( Sonuç; koca bir serumu yedim. Benim ki mikrobik bir durummuş. En son yediğim şüpheli şey; Ton balıklı salata!
Aksam Nurhan annem ve annem biz de kaldılar Defne'ye bakmak için.
Ertesi gün hiç kalkmadan yattım :(

Kıssadan hisse; Anneler hasta olmasın arkadaş, yavrular ise hiç olmasın! Çok zor, yorucu sevimsiz bir 3 gün geçirdim...
Geçti, bitti ama ben de bittim...

Şu aralar yemek ile aram biraz nane... Yaza yaklaşırken aslında iyi oldu biraz :)
Bi daha ton balığı mı?? töbeeeee !!!


3 Nisan 2013 Çarşamba

Defne 1 Yaşında :)

Benim için en kıymetli ay olan Mart ayında bir post girememiş olmanın verdiği rahatsızlık ile aldım Ipad i elime, vurdum kendimi yollara :) Evde yazmanın imkanı yok... Defne hiç uyumaz mı diyorsunuz eminim... Uyumaz mı? Uyuyor fakat O'nun uykuda olduğu zamanlarda spor yapmak, kitap okumak, sevgili ile iki sohbet etmek gibi ihtiyaçlarımı karşılıyorum... Madem bloga yazı yazamıyorum o halde bir defter alayım kendime, ilk önce hızlıca ona karalar daha sonra fırsat bulunca bloga temize çekerim dedim fakat ruhumda var bir tembellik o da olmadı.... Neyse dün Ege'nin bir yazısını okuyunca kendime geldim "Just do it" demiş < Görümcem :)))) > ben de hemen yazmaya koyuldum...

8 Mart 2012 benim için, ailemiz için çok farklı bir döneme başladığımız tarih oldu... 
Hayatımıza neşe, heyecan, hareket, bereket, şans ve yüzlerimize kocaman bir gülümseme getirdi Defne'm... 5 günlük yeni anne ben; " daha 40 çıkmasına 35 gün vaaar, nasıl geçecek o kadar güüüün?" diye  zırıl zırıl ağladığımı hiç unutmam :) Sanki 40 ı çıkınca ağlamayan, acıkmayan, altına yapmayan, hep uyuyan, her işini kendi halleden bir çocuk olacak bir anda!!! Pıffff... Loğusalık içinde olan yeni anne ve etrafında ona 40 masalları anlatan tecrübeli anneler :))) Şimdi gülümseyerek hatırlıyorum ama insan o günleri geçemeyecek sanıyor... Ama göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor işte. Koca 1 yıl geçti :)

Benim lokum kızım , bal kızım, yaramaz kızım 1 YAŞINDA artık :) 
Bizim evde Ocak ayından itibaren doğumgünü hakkında konuşmalar başlamıştı... İlk önce evde yapalım dedik ve bir liste yaptık... 40 kişilik listemiz ile evde tam bir kaos yaşanacağına karar verildikten sonra mekan düşünülmeye başlandı... Bir, iki yerden sonra aklıma Fenerbahçe Parkında bulunan Romantika geldi... Kış ayı olduğu için zaten karanlık olan havada insanları loş bir ortama sokmaktansa, dört bir tarafı camla çevrili, beyaz ve yeşiller içinde bir mekanın iyi bir fikir olacağın karar verdik... 8 Mart Cuma gününe denk geldiği için Cumartesi günü daha uygun olacaktı... İki hafta öncesinden Defnoş için hazırlayacağım kurabiyelere başladım... Ama ondan önce Pinterest, instagram tüm sosyal medya camiası "1 yaş doğumgünü " etiketi ile tarandı... Harap ve bitap düştüm diyebilirim :) Anladım ki bu işin sonu, ucu, bucağı yok... Kendi Halim'de bir çalışmaya koyuldum... Önce pasta siparişi için Mutlu Dükkan arandı... Sevgili Zeynep' in baykuş temalı, (benim daha önce görüp çooook beğendiğim) bir pastası üzerinde bir kaç isteğimiz ile mutabık kalındı :) Eveeet temamız BAYKUŞ olarak belirlendiğine göre detaylara girebiliriz... İnternetten doğumgünü partisi için ücretsiz çıktı alınabilen yüzlerce tema var... Benim araştırmalarım sonucu ulaştığım sitelerin adreslerini aşağıda yazacağım ki ben çektim başkaları çekmesin :))) Uzun lafın kısası, banner ve minik kurabiye kavanozlarımın üzerine yapıştıracağım etiketleri buldum ve bir ozalitçiye bastırdım.   (Not: ozalitçi deyip geçmeyin bir kaç yerden fiyat alın benim ki maalesef biraz tuzluya patladı:( ) 
Instagramda sürekli gördüğüm kağıttan Ponpon yapımını öğrendim... Ahhhh Teyzoşum sağolsun son anda el attı bu işime de bir gecede 15 Ponpon yaptı Anniş ile birlikte:) Nurhan annem Defnoş' a pudra rengi ipek şantuktan çok zarif bir elbise dikti :)) Ve partinin diğer elbisesi Büyük Dayısı&Yengemizdendi, ahhh o elbise ile Beyaz bir Lokum oldu kendisi :)

Benim hazırladığım kurabiyeler :)




Bence çok güzel bir gün oldu, çağırabildiğimiz bizimle birlikte olan yakınlarımızla keyifli zaman geçirdik. Defne' ciğim hiç sıkılmadı, üzmedi bizi. Pastası gelirken herkes ile birlikte O da alkışladı etrafına gülücükler saçarak:)) Aklıma gelince gözlerim doldu şimdi; O an çook ama çok güzeldi, Orhan ve ben inanılmaz etkilendik :) 1 yaş kuzusu pasta kesildikten hemen sonra yorgunluktan uykuya yenik düştü, bir kenarda arabasında mışıl mışıl uykuya daldı:)


(Bu arada muhteşem Parti fotoğraflarını akşam yükleyeceğim...) Bizden ayrılmayınız efendim :) 

Sevgiler 

31 Ocak 2013 Perşembe

Tembel Blogger

Yazmak ya da yazamamak, işte bütün mesele bu... Birinin bana klavye bağlama büyüsü yaptığından şüpheleniyorum. Yoksa ben bu kadar tembel biri değildim. Sürekli bu konuda kendimi eleştirmeye başladım. Ne umutlarla başladığım bu blog işine neden daha sıkı sarılamadığımın tek sorumlusu; dünyalar tatlısı, en büyük aşkım Defne dir. Bu böyle biline :)
Gelelim bizim tarafta neler olup bittiğine... Efendim görüşmeyeli yeni bir yıla başladık. 2013 en az 2012 kadar güzel geçecek eminim... Bizim için yepyeni başlangıçlar olacak bu yıl. Büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum...
Yılbaşında evimizde arkadaşlarımızla beraberdik. 13 yetişkin(3 hamile), 2 bebek, 1 çoçuk olarak karşıladık 2013 ü :) Bebekli çocuklu olunca sofraya oturma saatimiz 22:00 yi buldu. Erkekler sağolsun yemeklerini yer yemez hooop koltuklara geçtiler. Sofra toplandı, bayanlar hamilelik, doğum, bebek sohbetine daldılar, erkekler ise tombalaya...


O gece için unutulan en büyük şey; Defne ile birlikte geçirdiğimiz ilk yılbaşı gecemize ait ailece bir fotoğrafımız yok :( O karmaşada Defne' yi uyuturken aklıma geldi ne yazık ki... Onun yerine Ege abi ve Şen kızlar Defnoş ve Selintoş hanımların fotoğrafı var :)
Unutulan mutlu aile fotoğraf karesi dışında gecemiz çok güzel geçti. Ayrıca misafirlerimiz için özel yeni yıl kurabiyeleri hazırlamıştım onlarda işte burada :)


Defne hanım uyandılar... Şimdilik bu kadar.
Defne ile ilgili bir dolu gelişme var yazmam lazım en acilinden :)
Akşama görüşürüz :)

25 Aralık 2012 Salı

Diş Buğdayı

Aslında Defne'nin dişleri çıkalı neredeyse 3 ay oldu. İlk dişini, babasının doğumgününde hediye olarak getirdi balım. 27 Eylülde minik bir pirinç tanesi alt çeneden gösterdi kendini:) Meyve püresini yedirirken silikon kaşık bir şeye takılıyordu. Babaannesinin söylemiş olduğu taktik ile çay kaşığı ile hafifçe dokundum ki "çın çınn" minik bir ses geliyor:) İşte 3. Aydan beri kaşınan, canını acıtan, haylaz diş nihayet patlamış ve yerini almıştı:) Tabi hemen büyük bir sevinçle aileye haber verildi telefonlarda "Ooooo kuzum", "Ahhhh tatlım" , "Ayyyy balım" nidaları ile tepkiler alındı :)

O günden beri Diş buğdayı yapalım planları önümüzde ki her hafta için yapıldı:) Ancak bir türlü fırsat bulamadık. En sonunda 23 Aralık Pazar günü aile ile yapılan kahvaltının ardından diş buğdayı törenimizi yaptık. Babaannesi buğdayını, anneannesi meşhur elmalı pastasını, ben de diş şeklinde kurabiyelerini hazırladım.

Diş Buğdayı yedikten sonra Defne'nin önüne çeşitli meslekleri simgeleyen nesneleri yerleştirdik.
Kitap (Araştırmacı), Kalem (yazar), Albüm (müzisyen), Neşter benzeri bir alet :) (doktor), Para (finans), Makas (terzi,kuaför), fırça (ressam)....Veeee Defnoş ne seçti dersiniz....Makası seçti!! :))
Babasına göre baba mesleği Tekstile yönelecek :)), Babaannesine göre; Kuaför, bana göre de Moda Tasarımcısı olacak :)))) Videoyu yüklemede problem yaşadım, en kısa zamanda videosunu yükleyeceğim.

Defne mızırdanmaya başladı şimdilik bu kadar ...



18 Aralık 2012 Salı

YENİDEN


Akla yazılacaklar düşünce sorun çıkaran, yazılmaya bir türlü vakit bulunamayan eski dostum kertenkele; www.valekizbebek.com adresimden değil buradan düşülecek tarihe notlarımız artık.
Saat 20:22 rahata erdiğim saatler başladı, Balkabağım uykuya daldı. Ben ise sevgiliyi bekliyorum beraber yemek yemek için. O gelene kadar yazacaklarım var ne zamandır biriktirdiğim...

Defne'm 9 ayını doldurdu, tam bir canavar oldu:) Kıpır kıpır, hiç yerinde duramayan, güler yüzlü, oyuncu, tontik, hiç yalnız kalmak istemeyen, kuzum bizi fena yoruyor... Daha doğusu beni yoruyor. Sevgili; yoğun iş temposunda günde yarım saat görebilirse şükrediyorum :( Tüm gün benimle, Allahtan Cemile ablası 7. ayından itibaren evde bize yardımcı oluyor yoksa ben çoktan huniyi kafaya takmıştım :P

Bu hafta yoğun geçecek... Pazar günü bizim evde aile kahvaltısı var. Büşra'cım geliyor hep beraber olmak istiyoruz, dışarıda bir yer Defne ve Deniz hanımlar sebebiyle sıkıntıya girebilir düşüncesi ile bizde olalım istedim. Bu arada Defne'nin 27 Eylül sabahı Babasına doğum günü hediyesi olarak getirdiği dişlerini de kutlamış olacağız :) Evet biraz geç kaldım ve bu arada toplam 4 dişi oldu ama olsun:) Yarın gelecek konuklarımıza armağan olarak minik diş buğdayı kurabiyeleri hazırlıklarına başlayacağım. Arada birkaç yılbaşı kurabiyesi de süslemeyi düşünüyorum, bakalım nasıl olacak...Fotoğraflarını buradan paylaşacağım...
Artık tembellik yok, bol bol yazmaca var...
Yarın yazacağım mesela, yazmayan... :)